GELENEKSEL OPERASYON YÖNETİMİ'NİN ZAYIF YÖNLERİ ve DEZAVANTAJLARI
- Fahreddin Eren
- 4 May
- 4 dakikada okunur
1.1.2.1. Esneklik Yetersizliği
Geleneksel operasyon yönetimi sabit kurallarla standardize edilmiş süreçlere
dayanır. Bu durum işletme sisteminin esnekliğini sınırlar. Özellikle kişiselleştirme gereksinimlerine hızlı bir şekilde uyum sağlayamaz. Hızla değişen müşteri
beklentileri ve piyasa şartlarına ayak uydurmak zorlaşır. Esnek operasyonun
modern iş dünyasında giderek önem kazandığına dikkat çekmek gerekir.
Geleneksel operasyon yönetimi, müşteri talebindeki değişime uyum sağlamakta
yetersiz kalır. Müşteri memnuniyetini ve rekabet avantajını kaybetme konusunda
önemli bir risktir. (Slack, N., Chambers, S., & Johnston, R., Operations Management. 2010). Geleneksel operasyon yönetimi genellikle verimliliği en üst düzeye çıkarmak ve maliyetleri en aza indirmek için tasarlanmış standartlaştırılmış
ve iyi tanımlanmış üretim süreçlerine dayanır. Ancak bu süreçler, talepteki ani
değişikliklere veya yeni ürünlerin piyasaya sürülmesine yanıt olarak katı ve
ayarlanması zor hale gelebilir. Bu esneklik eksikliği, aşırı üretime veya stok
tükenmesine yol açabilir ve bunların her ikisi de satış kaybına veya kaynakların
israfına neden olabilir. (Jacobs, F. R., & Chase, R. B., Operations and Supply Chain
Management. 2018).
Geleneksel operasyon yönetiminin temel sınırlamalarından biri, müşteri
tercihlerindeki, teknolojik ilerlemelerdeki veya ekonomik değişikliklere hızla uyum
sağlayamamasıdır. Örneğin, seri üretim yapan işletmeler, operasyonlarındaki
katılıklar nedeniyle ürün çeşitlerini tanıtmakta veya yeni teknolojileri hızla
benimsemekte zorluk çekebilir. Bu, kuruluşların değişen tüketici beklentilerini
karşılayamaması veya yeni pazar fırsatlarından yararlanamaması nedeniyle rekabet
gücünün kaybolmasına neden olabilir. (Slack, N., Chambers, S., & Johnston, R.,
Operations Management. 2010). Modern iş dünyasında tedarik zincirinin esnekliği
önemli bir başarı faktörüdür. (Christopher, M., Logistics and Supply Chain
Management. 2016). Geleneksel operasyon yönetimi genellikle yüksek hacimli
standart ürünlere vurgu yapar. Verimlilik ve tutarlılığa odaklanma, işletmelerin
özelleştirilmiş ürünler veya hizmetler sunmasını zorlaştırabilir. Ancak günümüz
pazarında tüketiciler giderek daha fazla kişiselleştirilmiş deneyimler talep ediyor
ve bu ihtiyaçlara uyum sağlama esnekliği olmayan kuruluşların rekabet
avantajlarını kaybetmelerine sebep olabilir. (Schroeder, R. G., Operations
Management. 2000).
Kucur (2010) tarafından ilk 500 sanayi kuruluşunda yer alan ilk 250 firmanın dış
kaynak kullanımının incelenmesi amacıyla yapılan araştırmadan elde edilen
bulgular neticesinde; söz konusu işletmeleri dış kaynak kullanımına yönelten
sebeplerin; öz yeteneklere yoğunlaşmak, maliyetleri düşürmek, tedarikçi firmanın
uzmanlık alanından yararlanmak olduğu tespit edilmiştir. Buna ek olarak; esneklik,
hizmet kalitesi ve riski minimize etmek konularının ise dış kaynak kullanımında
belirleyici faktörler olmadığı tespit edilmiştir. Dış kaynak sağlayıcı işletmelerin
seçiminde; işletmenin teknik yeteneklerinin, sunduğu hizmet kalitesinin, maliyet
unsurunun ve sözleşme taahhütlerine riayet etmenin, yönetimin gücünün ve
itibarının büyük ölçüde etkili olduğu gözlemlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bir
başka bulgu ise; tedarikçi işletmelerin yeterli seviyede olmadıkları yönündedir.
Özellikle hizmet kalitesi ve kültürel açıdan uyum, yönetim gücü ve deneyim
konularında söz konusu tedarikçi işletmeler yetersiz görülmüşlerdir. (Kucur’dan
aktaran Aydoğdu, 2017, s.50).
Geleneksel operasyon yönetiminde, kaynak tahsisi genellikle talep ve üretim
ihtiyaçları hakkında sabit varsayımlara dayanır. Ancak, talep beklenmedik şekilde
dalgalandığında, şirketler kaynakları etkili bir şekilde yeniden tahsis etmekte
zorlanabilir ve bu da verimsizliklere ve artan maliyetlere yol açabilir. Örneğin,
yüksek talep zamanlarında, şirketlerin üretimi hızla artırması gerekebilir. Ancak
kaynaklar (işgücü veya makine gibi) uyarlanabilir değilse, bu üretim gecikmelerine
veya müşteri beklentilerini karşılayamamaya neden olabilir. (Render, B., Heizer, J.,
& Munson, C., Principles of Operations Management. 2017).
Geleneksel operasyon yönetimi genellikle istikrarlı, uzun vadeli tedarikçi
ilişkilerine ve öngörülebilir teslim sürelerine dayanır. Doğal afetler veya jeopolitik
olaylar gibi bir tedarik zinciri kesintisi durumunda, geleneksel sistemler hızla uyum
sağlama esnekliğinden yoksun kalabilir. İşletmeler envanter kıtlığı veya
gecikmelerle karşılaşabilir ve bu da ürünleri müşterilere zamanında teslim etme
yeteneklerini etkileyebilir. Geleneksel operasyon yönetimi kapsamında çevik
tedarik zinciri uygulamalarının olmaması, bir organizasyonun dış paydaşlarına verdiği tepkiyi önemli ölçüde etkileyebilir. (Evans, J. R., & Lindsay, W. M., An introduction to Six Sigma and Process Improvement. 2014).
1.1.2.2. Müşteri Odaklılığında Yetersizlik
Geleneksel operasyon yönetimi, verimlilik ve maliyet odaklıdır. Bu sebeple
geleneksel operasyon yönetimi müşteri memnuniyetini asli öncelik olarak kabul
etmez. Bu yaklaşım, müşteri sadakati ve sektör rekabetinde dezavantajlı durumlara
sebep olur. Özellikle müşteri taleplerinin hızla ve sürekli olarak değiştiği günümüz
şartlarında, geleneksel operasyonel yönetimini uygulayan organizasyonlar müşteri
geri bildirimlerine hızlıca yanıt veremez ve hizmetlerini bu yönde şekillendirmekte
güçlük çeker.
Geleneksel operasyon yönetim sistemleri genellikle üretim verimliliğini optimize
etmek ve maliyetleri azaltmak için tasarlanır. Bu durum genellikle müşteri geri
bildirimlerine hızlı yanıt verme yeteneğini sınırlar. Geçmişte, işletmeler müşteri
ihtiyaçlarının nispeten istikrarlı olduğu daha öngörülebilir ortamlarda faaliyet
gösteriyordu. Ancak günümüzün hızlı tempoya sahip pazarda, müşteriler değişen
ihtiyaç ve tercihlerine daha hızlı yanıt bekliyor. Katı süreçlere ve uzun planlama
döngülerine dayanan geleneksel operasyon yönetimi, müşteri geri bildirimlerini
zamanında entegre etmek için donanımlı olmayabilir. (Jacobs, F. R., & Chase, R.
B., Operations and Supply Chain Management. 2018). Geleneksel operasyon
yönetimi genellikle üretim süresini azaltma, kaynak kullanımını optimize etme ve
maliyetleri kontrol etme gibi iç verimliliğe öncelik verir. Bunlar karlılık için önemli
olsa da, müşteri deneyimi pahasına olabilir. Örneğin, yalnızca hıza ve maliyet
azaltmaya odaklanarak, işletmeler müşteri memnuniyeti için hayati önem taşıyan
kalite yönlerini göz ardı edebilir. Bazı durumlarda, geleneksel uygulamalar ayrıca
müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamayan daha uzun teslim sürelerine veya esnek
olmayan teslimat programlarına da yol açabilir. (Schroeder, R. G., Operations
Management. 2000).
Geleneksel operasyon yönetiminin temel sınırlamalarından biri, standardizasyona
olan bağımlılığıdır. Seri üretime ve tekdüze süreçlere odaklanan işletmeler,
tekliflerini bireysel müşteri tercihlerine göre uyarlamayı başaramazlar. Geleneksel
yöntemler, yüksek hacimli aynı ürünleri üretmeyi içerebilen verimliliği
önceliklendirme eğilimindedir. Bu durum ürün özelleştirmesi veya farklılaştırması
için çok az hareket alanı bırakır. (Slack, N., Chambers, S., & Johnston, R.,
Operations Management. 2010). Geleneksel operasyon yönetimi, müşteri
taleplerini karşılama konusunda proaktif olmaktan çok reaktif olma eğilimindedir.
Bu sistemler genellikle yerleşik rutinler ve uygulamalar etrafında inşa edildiğinden,
müşteri ihtiyaçlarındaki veya piyasa koşullarındaki değişimlere hızla uyum
sağlamak için yeterince çevik olmayabilirler. Örneğin, tüketici eğilimlerinde ani bir
değişiklik veya talepte beklenmedik bir artış varsa, geleneksel operasyon yönetimi
bu değişikliklere uyum sağlamak için üretim programlarını, envanter seviyelerini
ve tedarik zinciri stratejilerini ayarlamakta zorlanabilir. (Render, B., Heizer, J., &
Munson, C., Principles of Operations Management. 2017). Geleneksel operasyon
yönetimi genellikle üretim verimliliği, maliyet düşürme ve kaynak kullanımı gibi
metriklere dayanır ve memnuniyet, sadakat veya hizmet kalitesi gibi müşteri
merkezli ölçümlere çok az vurgu yapar. Müşteri odaklı metriklerin bu denli
eksikliği, müşteri deneyiminin nasıl etkilendiğini organizasyon tarafından anlamayı
engelleyebilir. İşletmeler müşteri memnuniyetinin önemini giderek daha fazla
anladıkça, geleneksel operasyon yönetimi çerçevelerinin müşteri geri bildirimlerini
ve deneyimini temel performans göstergelerini içerecek şekilde geliştirmesi
gerekebilir. (Evans, J. R., & Lindsay, W. M., An introduction to Six Sigma and
Process Improvement. 2014). Geleneksel operasyon yönetiminde, farklı
departmanlar (örneğin üretim, pazarlama, lojistik) çok az iş birliği veya iletişimle
silolar halinde çalışabilir. Bu parçalanma, şirketin iç süreçleri ile müşterinin
deneyimi arasında bir kopukluk yaratabilir. Örneğin, üretim ve müşteri hizmetleri
departmanları arasındaki koordinasyon eksikliği, müşteri sorularına yanıt vermede
veya ürün sorunlarını ele almada gecikmelere yol açabilir ve böylece genel müşteri
deneyimini azaltabilir. (Slack, N., Chambers, S., & Johnston, R., Operations
Management. 2010).
Yorumlar